ANA SAYFA RESİM (HTML)

reklam

site logo


Gelecekte kent içi ulaşım araçları (4)

DÜNYA VE TÜRKİYE’DEKİ GELİŞMELER

DeÄŸerli okuyucular; Dünya ve Türkiye’deki GeliÅŸmeler konulu bu yazıma geçmeden daha önceki yazılarımın özetini yapmanın faydalı olacağına inanıyorum!.. Åžimdiye kadar;
—Gelecekte kent içi araçlarını etkileyecek faktörler,
—Bu konuda en önemli olan enerji kaynaklarının etkileri,
—Ve üçüncü yazımda Petrolün Alternatifi hidrojen konularını irdeledim.

Dördüncü bölümüne geldiÄŸimiz “Gelecekte Kent İçi Ulaşım Araçları’’ yazı dizimi baÅŸlangıçta iki bölüm olarak planlamıştım!..

Ancak, bu konuyu iki bölüme sığdırmak inanın mümkün olmadı. Bu konuda yazılacak, çizilecek o kadar çok ÅŸey olduÄŸu ortaya çıktı ki; yazıyı altı bölüm ve diÄŸer konuları da ayrı bir yazı dizisi olarak yazmaya karar verdim…

Bu arada hidrojene başta karşı çıkan petrol şirketlerinin bakış açılarını da belirtmem gerekir. Petrol şirketlerinin enerji ortamı olarak hidrojene bakışları kuşku dolu olsa da; son yıllarda bu bakış açısı değişmektedir. Bu şirketlerden Londra'da Royal Dutch Shell, Shell Hidrojen adını verdikleri şubelerine hidrojen konusunda araştırma yapmaları için 500 milyon $ yatırım yapmıştır. BP'de benzer bir girişimde bulunmuştur.

Bu yazımda öncelikle, Dünyada Hidrojen İle İlgili Otomotiv Sektöründeki Gelişmelere bir göz atmadan önce, neden bu tür araçların önce şehir içinde kullanılma konusunun üzerinde durmak istiyorum:

Hidrojen ile çalışacak araçların;
—Çevreci olmaları,
—Motor güçleri,
—Alt yapı ihtiyaçları gibi nedenlerden dolayı baÅŸlangıçta kent içi ulaşım araçlarında kullanılması planlanmaktadır. 

Hidrojenin araçlarda yakıt olarak kullanılması üç aşamalı gerçekleşeceği değerlendirilmektedir; İlk önce İçten Yanmalı Motorlar, ikinci aşamada Yakıt Hücreli Araçlar, nihai aşamada ise Yakıt Pili Teknolojisi olacaktır.

Ulaşım sektöründe;
Yakıt pili ile çalışan araçların geliştirilmesi, petrol tüketimini azaltacağı gibi, araçlardan kaynaklanan hava kirliliğini de minimum düzeye indirecektir. Yakıt pilli otobüs üretimini gerçekleştiren Kanadalı Ballard Şirketinin yanı sıra, General Motors, Ford, Chrysler, Toyota, Honda, BMW, Renault yakıt pilleri ile çalışan otomobilleri ticari anlamda üretmek çabasındadırlar. 1993'ten bu yana çok sayıda prototip araç üretilmiştir.

Mercedes-Crysler firması, büyük şehirlerde çevre kirliliğini önlemek için, 30 adet hidrojen ile çalışan 70 kişilik toplu taşım araçlarını 10 Avrupa başkentinde, her türlü iklim ve arazi şartlarında denemektedir. Bu araçlarda sistem elektrik motoru ile hareket eder, motor, piston, grank ve şanzıman yoktur. Araçların %65'inin skoter (küçük motosiklet) olduğu Tayvan'da yakıt hücreli skoter kullanımı desteklenmektedir.

Alman Daimler Chrysler'in ürettiÄŸi NECAR4, General Motors'un Opel, "Zafira" adı verilen yakıt pili taşıyan aracı, Ford tarafından üretilen "Think FC5"ler, Toyota'nın RAV-4 ve Fine-N'i, Nissan Renessa ve Mitsubishi, Daihatsu, Honda ve Mazda ortaklığı Demio FCEV, Renault'un 30 kW Nora cell kullanan Lagunası prototiplere birer örnektir. Taşıtlarda hidrojenin içten yanmalı motorlar veya yakıt pilleri aracılığıyla kullanımı konusunda da Daimler-Benz ÅŸirketinin sıfır salımlı minübüs'ü, BMW, Dodge, Buick, Suzuki firmalarının deneme otomobilleri, Macchi-Ansoldo’nun ve MAN firmasının SL 202 otobüsleri, Kanada demiryollarının Lokomotifi ile Almanya, Avustralya ve Kanada donanmaları için imal edilen deniz altılar sayılabilir.
Türkiye Hidrojende Nerede?

Türkiye'de henüz hidrojenli araçlar satılmıyor ve bu konuda yeterince bilinmiyor. Buna üç neden gösteriliyor.

—Birincisi, Türk insanının bu araçları satın alma gücünün yüksek olmaması, satın alma gücü olanlarında gösteriÅŸli fosil yakıtlı araçları talep etmeleri,
—İkincisi devletin yeni teknolojiye uygun araç üreten firmalara yeterince desteklememesi, kamuoyunun da yeterince konuyu bilmemesi
—Üçüncüsü ise bu konuda yeterli alt yapının olmaması.

Türkiye'de hidrojen ile ilgili çalışmalar elbette var. Özellikle bu çalışmalara Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu Marmara Araştırma Merkezi (TÜBİTAK-MAM) öncülük ediyor.

TÜBİTAK'ın, 2003 yılında ilk kez hibridli araç prototipi geliştirmesi, Türkiye'nin geleceğin yakıtına kayıtsız kalmadığını gösteriyor. Üstelik Türkiye'de otomotiv üretici firmaların çoğu bu konuda çalışmalarını sürdürüyor.

Her ne kadar yeterli destek almasalar da ÜLKEMİZDE bu konuda özverili çalışma yapan kişi, kurum ve kuruluşların olduğunu ve bu çalışmaların dünyanın arkasında kalmayacağını belirtmek isterim!..

Bu değerli insanlara, huzurlarınızda en derin saygılarımı sunarken gelecek bölümde görüşmek dileği ile HOŞÇAKALIN!..

Mevlüt BAYRAK
flag651@hotmail.com
Bu yazı dizimde faydalandığım kaynaklar:
Basın Haberleri,
internet;
www.eie.gov.tr
www.egetek.org
www.sunpowerltd.com
www.ruzgarenerji.com
www.hidrojenforumu.com
www.hidrener.com
 www.referansgazetesi.com
www.donanimhaber.com
www.meteor.gov.tr

Yorum Gönder

0 Yorumlar