Taraflı bir YSK ile OHAL koşullarında yürütülen, devlet ve medya ile
desteklenen, eşit şartlarda yapılmayan şaibeli bir Referandum da sandığa Hayır
girdi, çok az farkla Evet çıktı.
Referanduma itirazların ve şikayetlerin arasında zaten
yeterince gergin olan Toplum gerilmeye devam ederken birileri çıkıp;
-Tahsilli, kültürlü insanlar makbul değildir… az okumuş
insanlar tercihimizdir saçmalıklarıyla hem Toplumu geriyor ve hem de
zihinlerindeki düşüncelerini açığa vuruyorsa,
-Yine birileri İslam elden gidiyormuş da, bu Ülkenin büyük
çoğunluğu Müslüman değilmiş de üstüne vazife alarak dini koruma iç güdüsü ile hareket ediyorsa,
Kraldan çok kralcı olmakla bu tür insanların, nefes tüketmesinin ne gereği var.
-Toplumu geren o kadar çok şey varken bu tür insanlar neden ulu orta konuşur anlaşılır değil. Ülkeyi yönetenler ise acil
önlemler alması gerekmiyor mu? Neden alınmıyor? Neden bunlara engel olunmuyor?
Gerçekten akıl tutulması yaşıyoruz. Bu kişilerin hangi amaca hizmet ettikleri, neden böyle davrandıkları anlaşılacak gibi değil!
Gerçekten akıl tutulması yaşıyoruz. Bu kişilerin hangi amaca hizmet ettikleri, neden böyle davrandıkları anlaşılacak gibi değil!
Türkiye'nin problemleri gerçekten çok zor bir noktaya geldi.
-Ekonomi, işsizlik, dış ticaret, turizm, halkın alım gücü.. Bunların üstüne birde gerilmiş bir Toplum,
-Öte yandan devam eden bir Terör belası,
-Üstelik yanı başımızda ateş sarmalında teröristlerin cirit attığı bir
Suriye,
-Sıfır
sorundan sorunlu bir hal alan dış politika, yalnızlığa yelken açtırılan bir İç Politika
‘ Ne serden geçiliyor, ne de yardan!
İşte! Tüm bu sorunların arasında vatandaşın da beklentileri
var; çünkü onlara da söz verilmişti; Onlar da şimdiye kadar çözülmeyen sorunlarının çözülmesini ve verilen
vaatlerin yerine getirilmesini dört gözle bekliyor.
AKP, Sorunları
Çözebilecek mi?
Böyle bir Evet alan bir AKP, Başkanlığı kazanabilir mi?
Üstelik; referandumdan önce AKP, söz verdiği sorunları ne derece çözebileceği, halledemediği sorunlara yaklaşımı nasıl olacak, herkesin merak ettiği başlıca konular arasında yer almaktadır.
Diğer taraftan; AKP içerisinde başlayan hizipleşmenin hangi boyutlara varacağı Evetin ne derece sonuca ulaşıp/ulaşmayacağı ile bağlantılıdır.
Türkiye, 3 saatte Şam’a gitmek yerine korkarım ki
evdeki bulgurdan da olacak. ABD’nin PYD ile müttefik olmasına birde Zarrab Davasını eklersek bize geçmiş olsun; El Bab’dan da yakında çekiliriz ve de ABD
Kuzey Suriye’de koridoru oluşturmuş olur. Biz aslında Suriye de, Süleyman Şah türbesini kaçırarak Türk
Baharını başlatmış olduk.
-Yine aynı şekilde Kuzey Irak’ da da olumlu bir şey yok. Bayrakla
ve törenlerle karşılanan Barzani PKK’ya yaklaşımı nasıl olacak? Kontrol ettiği
bölgede cirit atan , rahat rahat dolaşan PKK’ya karşı hareket mi edecek? Çok
zor!
Ülke menfaatleri önemsenmeden yürütülen ve mezhepçi bir
anlayışla yaklaşılan bir dış politikayla İran ile ilişkilerimiz düzelecek mi?
Eğer İran ile ilişkiler iyi yönetilmezse, Irak ‘ın da desteği alınamaz ve de BOP alan kazanmış olur ve de BOP 3 ve 4 üncü aşamasına geçebilir.
Eğer İran ile ilişkiler iyi yönetilmezse, Irak ‘ın da desteği alınamaz ve de BOP alan kazanmış olur ve de BOP 3 ve 4 üncü aşamasına geçebilir.
Bunca sorun varken sorunlarla yaşamaya devam edilirken daha da artmaması için ne yapılması gerektiği konusunda vatandaş tatmin olmuş gözükmüyor.
Taraflı ve yanlı iç ve dış politika yerine , ‘Yurtta Sulh, Cihan’da
Sulh’ ilkelerini içeren iç ve dış politika ile Türkiye %100 ile birbirini kucaklayarak
sorunların altından kalkabilir.
Aksi takdirde Hayır oyu vereceklere hain, terörist
yaftalaması, bendensin ondansın ötekileştirilmesi, laik-anti laik söylemleri,
Esad düşmanlığı ve Mursi sevdası ile yapılan dış politika ile Türkiye doğru
hedeflere varamaz.
Arap Baharından ders almadık mı? Yalan dolan ile bezenmiş tuzaklarla dolu sözde Türk Baharına da mı Evet diyeceğiz!
Mevlüt Bayrak
23.04.2017
0 Yorumlar