ANA SAYFA RESÄ°M (HTML)

reklam

site logo

Sakarya Meydan Muharebesi

 


Sakarya Meydan Muharebesi, KurtuluÅŸ Savaşı'nın dönüm noktası sayılır. 
(22 Ağustos - 13 Eylül 1921)

 Anadolu Türk tarihinin en önemli savaÅŸlarından biridir. Yunan General Papulas tarafından Yunan ordularına Ankara'ya harekât emri verilmiÅŸti. Savaşı Yunan tarafı kazansaydı TBMM, Sevr AntlaÅŸması'nı kabul etmek durumunda kalabilirdi.

General Anastasios Papulas baÅŸlangıçta bu harekâta ÅŸiddetle karşı çıktı. Papulas'a göre Yunan ordusunu ıssız ve yolsuz Anadolu topraklarının derinine sürüklemek sonuçları ağır olabilecek bir maceraydı. 

Öte yandan savaş karşıtı örgütlerin ordu içine sızdırdığı broşürler Yunan askerinin savaşa olan inancını önemli ölçüde kırmıştı. Ancak Papulas kamuoyundan gelen yoğun baskılara ve "Ankara Fatihi" olmanın cazibesine karşı koyamayarak ordusuna taarruz emri vermiştir.



Muharebe;

TBMM ordusu, Kütahya-EskiÅŸehir Muharebeleri'ndeki yenilgisinden sonra cephe kritik bir duruma düşmüştü. Cepheye gelerek durumu yerinde gören ve komutayı eline alan TBMM BaÅŸkanı ve BaÅŸkomutan Mustafa Kemal PaÅŸa ile Ä°cra Vekilleri Heyeti BaÅŸkanı Fevzi PaÅŸaBatı Cephesi birliklerinin Yunan ordusuyla arada büyük bir mesafe bırakılarak Sakarya Nehri'nin doÄŸusuna çekilmesine ve savunmayı bu hatta devam ettirmesine karar verdiler.

Gazi Mustafa Kemal PaÅŸa, "Hatt-ı müdafaa yoktur; sath-ı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaÅŸ kanıyla sulanmadıkça vatan terk olunamaz. Onun için küçük, büyük her cüzütamı (birlik), bulunduÄŸu mevziden atılabilir. Fakat küçük, büyük her cüzütam ilk durabildiÄŸi noktada, tekrar düşmana karşı cephe teÅŸkil edip muharebeye devam eder. Yanındaki cüzütamın çekilmeye mecbur olduÄŸunu gören cüzütamlar, ona tabi olamaz. BulunduÄŸu mevzide nihayete kadar sebat ve mukavemete mecburdur."[19] emrini vererek muharebeyi geniÅŸ bir alana yaydı. Böylece Yunan kuvvetleri de karargâhlarından uzaklaşıp bölünmüş olacaktı.

TBMM, 3 AÄŸustos 1921'de Genelkurmay BaÅŸkanı Ä°smet PaÅŸa'yı azlederek, aynı zamanda BaÅŸvekil ve Millî Müdafaa Vekili de olan Fevzi PaÅŸa'yı bu makama da atadı.

22 Temmuz 1921'de Sakarya Nehri doÄŸusuna çekilmeye baÅŸlayan Türk ordusu, güneyden kuzeye 5. Süvari Kolordusu (Çal Dağı güneyinde), 12, 1, 2, 3 ve 4. gruplar ile Mürettep Kolordu birinci hatta olacak ÅŸekilde tertiplendi. ÇekiliÅŸin hızlı bir ÅŸekilde tamamlanmasından sonra Yunan birlikleri taarruz pozisyonu için tam dokuz gün Türk birlikleri ile karşılaÅŸmadan yürüdü. Bu yürüyüşün hangi yöne doÄŸru olduÄŸu Türk keÅŸif birlikleri tarafından tespit edilerek cephe komutanlığına bildirildi. Bu savaşın kaderini belirleyecek stratejik hatalardan biri oldu. Yunan taarruzu baskın olma özelliÄŸini kaybetti. Ancak 14 AÄŸustos'ta ileri harekâta geçen Yunan ordusu, 23 AÄŸustos'tan itibaren 3. Kolordu ile Sakarya Nehri doÄŸusundaki Türk kuvvetlerini tespit, 1. Kolordu ile Haymana istikametinde, 2. Kolordu ile Mangal Dağı güneydoÄŸusunda kuÅŸatıcı taarruza baÅŸladı. Fakat bu taarruzlarında baÅŸarısız oldular.

KuÅŸatma taarruzunda baÅŸarı saÄŸlayamayan Yunan kuvvetleri, sıklet merkezini ortaya kaydırarak savunma mevzilerini Haymana istikametinde yarmak istedi. 2 Eylül'de Yunan birlikleri, Ankara'ya kadar en stratejik daÄŸ olan Çal Dağı'nın tamamını ele geçirdi. Fakat Türk birlikleri Ankara'ya kadar geri çekilmeyerek alan savunması yapmaya baÅŸladı. Yunan birlikleri Ankara'ya 50 km kalacak derecede bazı ilerlemeler saÄŸlasa da Türk birliklerinin yıpratıcı savunmasından kurtulamadı. Ayrıca 5. Türk Süvari Kolordusu tarafından cephe ikmal hatlarına yapılan taarruzlar Yunan taarruzunun hızının kırılmasında önemli etkenlerden biri oldu. Yunan ordusu 9 Eylül'e kadar süren yarma teÅŸebbüsünde de baÅŸarılı olamayınca, bulunduÄŸu hatlarda kalarak savunmaya karar verdi.

Türk Ordusu'nun 10 Eylül'de baÅŸlattığı, bizzat Mustafa Kemal PaÅŸa'nın komuta ettiÄŸi, genel karşı taarruzla Yunan kuvvetlerinin savunma için tertiplenmesine mani olundu. Aynı gün Türk birlikleri stratejik bir nokta olan Ã‡al Dağı'nı geri aldı. 13 Eylül'e kadar süren Türk taarruzu sonucunda Yunan ordusu, EskiÅŸehir-Afyon'un hattının doÄŸusuna kadar çekilerek bu bölgede savunma için tertiplenmeye baÅŸladı. Bu çekilme sonucu 20 Eylül'de Sivrihisar, 22 Eylül'de Aziziye ve 24 Eylül'de Bolvadin ve Ã‡ay düşman iÅŸgalinden kurtulmuÅŸtur.

Çekilen Yunan ordusunu takip amacıyla harekâta 13 Eylül 1921 itibarıyla süvari tümenleri ve bazı piyade tümenleri ile devam edildi. Fakat teçhizat ve istihkâm yetersizliÄŸi gibi sebeplerle taarruzlar durduruldu. Aynı gün Batı Cephesi'ne baÄŸlı birliklerin komuta yapısı deÄŸiÅŸtirildi. 1 ve 2. Ordu kuruldu. Grup Komutanlıkları laÄŸvedilerek yerine 1, 2, 3, 4 ve 5. Kolordular ile kolordu seviyesinde Kocaeli Grup Komutanlığı kuruldu.

SavaÅŸ, 22 gün ve gece sürerek 100 km uzunluÄŸunda bir alanda cereyan etti. Yunan ordusu, Ankara'nın 50 km kadar yakınından geri çekildi.

Yunan ordusu geri çekilirken Türklerin kullanabileceÄŸi hiçbir ÅŸey bırakmamak için özen gösterdi. Demir yollarını ve köprüleri havaya uçurdu ve birçok köyü yaktı.[20]

Sakarya Meydan Muharebesi sonunda 

Türk ordusunun zayiatı; 5713 ölü, 18.480 yaralı, 828 esir ve 14.268 kayıp olmak üzere toplam 39.289'dur. Yunan ordusunun zayiatı ise 3758 ölü, 18.955 yaralı, 354 kayıp olmak üzere toplam 23.007'dir. Sakarya Meydan Muharebesi'nde çok fazla subay kaybı olduğu için bu Muharebeye "Subay Muharebesi" adı da verilmiştir. Mustafa Kemal Atatürk bu muharebe için "Sakarya Melhame-i Kübrası" yani kan gölü, kan deryası demiştir.

Yunanlar için geri çekilmek haricinde baÅŸka bir seçenek kalmadı. Geri çekilirken Türk sivil halkına karşı yaptığı tecavüzler, kundaklamalar ve yaÄŸmacılık sonucunda 1 milyonun üzerinde sivil Türk evsiz kaldı.[21]

Mayıs 1922'de Yunan Ordusu BaÅŸkomutanı General Anastasios Papoulas ve kurmay heyeti istifa etti. Yerine General Georgios Hatzianestis atandı.

Mustafa Kemal Atatürk, ünlü "Hatt-ı müdafaa yoktur, sath-ı müdafaa vardır. Bu satıh bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaÅŸ kanıyla sulanmadıkça vatan terk olunamaz." sözünü bu savaÅŸa atfen TBMM'de söylemiÅŸtir. Muharebenin ardından Miralay Fahrettin Bey, Miralay Kâzım Bey, Miralay Selahattin Adil Bey ve Miralay Rüştü Beymirliva rütbesine terfi etti ve paÅŸa oldu. Mustafa Kemal PaÅŸa TBMM tarafından müşir rütbesine terfi ettirildi ve kendisine gazi unvanı verildi.

Atatürk, Sakarya Meydan Muharebesi'ne kadar bir askeri rütbesi olmadığını, Osmanlı Devleti tarafından verilmiÅŸ olan rütbelerin yine Osmanlı Devleti tarafından alınmış olduÄŸunu belirtir. Nutuk'ta ÅŸu ifadeleri kullanır: "Sakarya muharebesi neticesine kadar, bir rütbe-i askeriyeye haiz deÄŸildim. Ondan sonra, Büyük Millet Meclisince Müşir (MareÅŸal) rütbesi ile Gazi unvanı tevcih edildi. Osmanlı Devleti'nin rütbesinin, yine o devlet tarafından alınmış olduÄŸu malûmdur."[22]

  1. Sakarya Savaşı'nın kazanılmasıyla, Türk milletinin savaşın kazanılacağına olan inancı yerine gelmiÅŸtir. Ä°stanbul'da, tüm camilerde Sakarya'da hayatını kaybeden askerler için mevlitler okunmuÅŸtur. O ana kadar, Ankara'ya mesafeli duran Ä°stanbul basınında dahi bir sevinç duygusu oluÅŸmuÅŸtur.
  2. Uluslararası toplumun (özellikle İngiltere'nin) TBMM güçlerine bakışı değişmiş ve Yunanistan, arkasındaki İngiltere desteğini kaybetmiştir.
  3. 13 Eylül 1683 tarihinde II. Viyana KuÅŸatması ile baÅŸlayan Türk geri çekilmesi yine bir 13 Eylül günü bu savaÅŸ ile durmuÅŸ, yeniden ilerleme baÅŸlamıştır. Bu yönden bu savaşın sembolik önemi de Türk Tarihi açısından çok fazladır. Kaynak:Wikipedia

#HattıMüdafaaYoktur, #SathıMüdafaaVardır, #MustafaKemalAtatürk, #SakaryaMeydanMuharebesi, #ÇarÅŸamba 

Yorum Gönder

0 Yorumlar