ABD Başkanı
Donald Trump’ın, CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’a
09 Ekim 2019 tarihinde Barış Pınarı Harekatı’nın ilk günü gönderdiÄŸi hakaret
içeren mektup Amerikan basınına sızdı veya
sızdırıldı. Utanç verici ve Türkiye açısından yenilir yutulur
olmadığının altını çizmekte yarar var.
İlk olarak
Fox News muhabiri Trish Regan tarafından Twitter’da paylaşılan ve gerçekliÄŸi
Beyaz Saray tarafından çok sayıda medya kuruluşu ve bağımsız gazeteciye teyit
edilen mektupta ABD BaÅŸkanı, CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’a;
Suriye konusunda Suriye
Demokratik Güçleri’nin (SDG) de parçası olduÄŸu bir anlaÅŸma zemini sunuyor ve
“İyi bir anlaÅŸma için çalışalım. Binlerce kiÅŸinin katledilmesinden sorumlu
olmak istemiyorsun, ben de Türkiye’nin ekonomisini mahvetmekten sorumlu olmak
istemiyorum; sert bir adam, aptallık etme!” diyordu.
ABD, Başkanı Trump nezdinde, bu mektup ile yıllardır sinsice yürüttüğü
"külhanbey" politikasını en kaba bir biçimde açığa vurmuş,
"külhanbey" politikasına aleniyet kazandırmıştır...
Cumhurbaşkanlığı
kaynakları,
-‘’ABD
Başkanı Trump'ın diplomatik teamüllere uymayan mektubuna ilişkin olarak,
"Amaç bugün ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence ve Dışişleri Bakanı Mike
Pompeo ile Cumhurbaşkanımız arasında gerçekleşecek görüşmenin tamamen sabote
edilmesi" hedeflenmiÅŸtir.
-‘’Bu mektup
9 Ekim’de yazıldı. Barış Pınarı harekâtının baÅŸlatılması ve sahada elde edilen
başarılar bu mektuba verilmiş en iyi cevaptır. Yani hem sahada hem de masada bu
mektuba gerekli cevap verilmiÅŸtir’’ ifadelerini kullandı.
Mektuba
Yanıt, yumuşak bir üslupla geçiştirildi. İktidarın özellikle Cumhurbaşkanı
ErdoÄŸan’ın bu mektuba karşılık sert bir ÅŸekilde yanıt vermeliydi.
CHP’den Öztrak;
‘’ Bu kağıt
parçası harekat başladıktan sonra
yazılmış ve gönderilmiştir. Buna daha henüz cevap verilmemiştir. Bu müsvedde sahibine derhal iade edilmelidir.
ABD Başkan yardımcısı Cumhurbaşkanı tarafından değil, yardımcısı Fuat Oktay
tarafından kabul edilmelidir’’ ifadelerine yer verdi.
İyi Parti'den Çıray, da kişisel sosyal medya
hesabından Ahmet Hakan’ın söz konusu mektubu paylaşırken kullandığı, “Mektup 9
ekimde yazıldı. Erdoğan tarafından arabuluculuk teklifi reddedilerek çöpe
atıldı. Bu mektuba Verilmiş en net cevap 9 Ekim tarihinde saat 16:00'da
verilmiÅŸ olan cevaptır. Bu cevap barış pınarı harekâtıdır” ifadelerine de tepki
gösterdi.
Aytun
Çıray’ın paylaşımı şöyle oldu:
Buna itirazım
var. Tezkereye onay 8 Ekimde verilmiÅŸti. Saat 16.00’da ABD’de saat 09.00. Bu
durumda mektubun harekâtın başlamasından sonra gelme ihtimali yüksek. Keşke bu
terbiyesizce yazılmış mektup kamuoyundan gizlenmeseydi. Mektuba rağmen
Pompeo’ya randevu neden verilmiÅŸ?
Kremlin
Sözcüsü Dimitry Peskov, günlük basın toplantısında gelen bir soru üzerine ABD
Başkanı Donald Trump'ın Türkiye'ye gönderdiği mektubu değerlendirdi. Peskov
yaptığı açıklamada, "Devlet başkanlarının yazışmalarında böyle dil
kullanması sık karşılaşılan bir durum değil. Son derece alışılmadık bir
mektup" ifadelerini kullandı.
#HabereYorum:
Trump'un mektubuna karşı etkili bir yanıt verilmemesi Türkiye’nin Dış Politikada ne kadar baÅŸarısız
olduğunun bir kanıtıdır. En ufak eleştiriye hakaret davaları açan, yüzlerce
insanı bu yüzden hapislere gönderen, tazminatlara mahkum edenlerden hiçbir şey
olmamış gibi sessizliğe gömülmeleri, mektubun dilinden daha vahim bir durumdur.
Trump, nasıl
olur da T.C. Cumhurbaşkanına 'salak olma' diyebilir? Nasıl böyle gayriciddi bir
resmi yazı gönderebilir? Dış politikada her zaman ülkemizin yanındayız,
Mehmetçiklerimizin menfaatlerinden yanayız. Ancak Türkiye, ABD karşısında sus
pus olamaz, kendini kullandıramaz!
0 Yorumlar