ANA SAYFA RESİM (HTML)

reklam

site logo

Suriye'nin Kuzeyinde Güvenli Bölge mi; Güvenlik Koridoru mu?

2010 yılının son aylarında başlayan ve 1 yıl bile sürmeden Suriye’ye sıçrayan Arap Halk Ayaklanmaları, isyanların yaşandığı diğer tüm Ortadoğu ülkelerinden farklı olarak, Suriye’de tam anlamıyla çok sayıda grubun katıldığı bir iç savaşa dönüşmüş ve yüz binlerce insanın ölmesine, milyonlarca insanın ülke içinde ve ülke dışına göç etmesine neden olmuştur.

Suriye İç Savaşı, Esad ve karşıtları arasındaki bir mücadele olmaktan çıkıp; İran, Rusya, Suudi Arabistan ve ABD gibi küresel güçlerin de içine karıştığı ve kimin kime karşı savaştığı belli olmayan bir karışıklık haline gelmiştir. Küresel güçlerin savaşın devam etmesi için sağladığı fon, Suriye'yi, birçok ülkenin üzerinde savaştığı bir Vekalet Savaşları Alanına çevirmiştir.


2011 yılındaki Suriye politikasında ısrar eden Türkiye; Rusya ve İran ile görüşmeler ve sınırlı işbirliği dışında Esad ile üst düzeyde temas ve işbirliği konusunda henüz bir adım bile atmış değildir ve de bu konuda da yakın bir gelecekte bir gelişme beklenmiyor. 

Türkiye, üst düzeyde ''Suriye'nin Toprak Bütünlüğünü'' gündeme getirme dışında somut bir adım atmamış ve de atacak gibi de gözükmüyor. 

Suriye'nin Toprak Bütünlüğü, Esad ile olur ve Esad Rejimiyle işbirliğinden geçer. 

Ancak; Türkiye, şu ana kadarki Suriye Politikası ve Eylemlerinden ABD ile çıkarları, örtüşmemesi, kesişmemesine, tam tersi çelişmesine rağmen ABD çıkarlarına hizmet eden bir politika izlediğini görmekteyiz. 

Erdoğan: ''31 Mart 2019 Yerel Seçimlerinden sonra ilk iş Suriye meselesini mutlaka çözeceğiz'' demişti. Gelinen noktada Suriye meselesi çözülmüş değil ve de Türkiye'nin menfaatleri doğrultusunda da çözülebilecek gibi de değil. (EuroNews)


2011 Yılında Başlayan Suriye'deki iç savaşta, son Dört yıla kadar Esad Karşıtı grupları destekleyerek SURİYE'nin parçalanmasında rol olan ve ABD ile işbirliği yapan Türkiye, şimdi Suriye'nin toprak bütünlüğünü nasıl sağlayacak.


(Anadolu Ajansı)

Suriye'nin Toprak Bütünlüğü mü?
Güvenli Bölge mi?
Güvenlik Koridoru mu?


Başlangıçta planlama Resim:1'deki krokide olduğu gibiydi.

Resim-1:
İlk Planlanan
Güvenlik Koridoru

Ancak; 
muhtemelen ABD'nin isteği olan Resim:2'de gösterildiği şekilde mutabakata varıldı.


Resim-2:
Mutabakata Varılan
Güvenlik Koridoru

Ayrıca,

Adına Güvenli Bölge denen yukarıdaki harita açıkça belirtilen işaretli bölgeleri, Güvenlikli Bölge olarak tanımlamamız mümkün değildir.

Çünkü; tanımlanan bölge, Fırat'ın doğusunda ABD'nin koruma ve kollaması altındaki YPG'nin kontrol ettiği bölgenin tamamını kapsamıyor ve doğudan batıya ortalama 30 Km derinliğinde kuzeyden bir koridorla YPG Kontrolündeki bölgeyi emniyete alıyor, kontrol etmiyor.

Üstelik, bu koridor Fırat'ın batısından İskenderun Körfezi'ne kadar devam ediyor.

Kısaca, bu durumu kesinlikle bir ''Güvenli Bölge'' değil ''Güvenlik Koridoru'' olarak tanımlayabiliriz.

Türkiye, Menbiç ve Fırat'ın Doğusundaki Oluşumu kontrol etmek isterken, gelinen noktada bu mümkün olmamıştır.
Suriye'deki iç savaşta, son üç yıla kadar Esad Karşıtı grupları destekleyerek Suriye'nin parçalanmasında rolü olan Türkiye, hani Suriye'nin toprak bütünlüğünden yanaydı? Koridorla Suriye'nin toprak bütünlüğü mü sağlanır!

İlave olarak; koridor İskenderun Körfezine kadar uzatıldı.

Türkiye, Fırat'ın Doğusunu kontrol edeyim derken, Fırat'ın Batısını ABD'nin Denetimine açtı. Esad ile görüşerek ABD'yi bölgeden çıkartarak Suriye'nin toprak bütünlüğü sağlanabilirdi.


Resim-3:
ABD'nin, Suriye'nin Kuzeyinde
Oluşturmak İstediği Özerk Bölge























Mevcut Durum ve Gelişmeler doğrultusunda ABD'nin, Suriye'nin kuzeyinde İskenderun Körfezi ile bağlantısı olan tahmini olarak yukarıdaki haritada işaretli bölgede Özerk Bir Yapı Oluşturma niyetindedir ve bu niyetini de gerçekleştirmek üzeredir.



Bu gelişmeler üzerine;



ABD, Kuzeyde Özerk bir Yapı, Güney ve Batıda ise ise Esad'ın yönetiminde Suriye olmasını istiyor ve bu yönde politika oluşturuyor uyguluyor ve uygulamaya devam ediyor.

Sonuç olarak; ABD ve İsrail'in amaçları doğrultusunda Suriye belini doğrultamayacak şekilde bölünerek parçalanmış ve asıl hedef olan kuzeyde Özerk bir Yapı da oluşturulmak üzeredir.


Türkiye'nin, Suriye konusunda şu ana kadar yürüttüğü politikalar kısmen Rusya ve İran ile bu konuda işbirliği yapmasına rağmen tamamen hatalı ve yanlıştır ve de üstelik ABD ve İsrail Çıkarlarına (BOP) hizmet etmiştir.


Bu kapsamda;
Türkiye'nin Milli Menfaatleri gereği yapması gereken, Esad Rejimi ile anlaşarak Suriye'de bulunan başta ABD olmak üzere Rusya dahil tüm güçlerin Suriye'den çekilmesi ve rejim muhalifi güçlerin pasifize edilerek kontrol altına alınması ve böylece Suriye'nin Toprak Bütünlüğünün sağlanmasıdır.


#HabereYorum: Suriye'nin Kuzeyinde Güvenli Bölge mi; Güvenlik Koridoru mu? @mevltbayrak Suriye Analizi https://habereyorum-bayrak.blogspot.com/2019/09/suriyenin-kuzeyinde-guvenli-bolge-mi.html?spref=tw

Mevlüt Bayrak @mevltbayrak
Suriye'nin Kuzeyinde Güvenli Bölge mi; Güvenlik Koridoru mu? #Habereyorum https://habereyorum-bayrak.blogspot.com/2019/09/suriyenin-kuzeyinde-guvenli-bolge-mi.html

Yorum Gönder

0 Yorumlar