ABD Ziyareti mi? ABD Krizi mi?

NTV’nin haberine göre Erdoğan'ın ABD görüşmelerinde masadaki başlıklar arasında,

-Olası Rakka operasyonunda kullanılacak güçler,

-Fethullah Gülen’in iadesi

- Suriye

-Kuzey Irak’ta devam eden TSK operasyonları gibi maddeler ön plana çıkıyor.  

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ziyaretinin 15-17 Mayıs 2017 tarihlerinde gerçekleşeceği söyleniyor. 

Ancak; İç Politikada ve Dış politikada sorunlar yaşayan ve birde üstüne Zarrab Davası ile başı sıkıntıda olan Türkiye'nin, 

İç Politikada;

Özellikle Referandumdan sonra zayıflayarak çıkan bir iktidarın, ekonomik ve sosyal sorunlara yaklaşımı ve FETÖ ile mücadelede ne kadar ciddi olduğu sorgulanması gereken öncelikli konular arasında yer almaktadır.

Dış politikada ise;

Avrupa ile yaşanan gerginlik, Rusya ile ilişkiler ve Rusya'dan S-400 hava savunma füze alımı, Astana zirvesinden sonra oluşturulacak Güvenlikli Bölgeler, Suriye'deki gelişmeler çok ciddi bir yalnızlık içerisinde olan Türkiye'nin önemli gündem konularını teşkil etmektedir.

Bu çerçevede Erdoğan, ABD'de Trump ve diğer görüşmelerinde ne kadar başarılı olabilecektir?

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ABD ziyaretinin 10 gün öncesinde, ön çalışma gerçekleştireceği açıklandı. Bu aşamada Kalın, Akar ve Fidan'dan oluşan bir heyet 05 Mayıs 2017'de ABD'ye sürpriz ziyarette bulundular.

ABD de ön hazırlık yapmak nasıl bir şey?

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, ABD Genelkurmay Başkanı Dunford başkanlığındaki heyetle bir görüşme gerçekleştirdi.

MİT Müsteşarı Hakan Fidan ile Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Büyükelçi İbrahim Kalın'ın da katıldığı 06 Mayıs 2017 deki görüşmede;

-Terörizmle mücadele ile,

-Suriye ve Irak'ta yaşanan son gelişmelerin değerlendirildiği belirtildi.

Kalın, Akar ve Fidan'ın 05 Mayıs 2017'de ABD'ye bu sürpriz ziyaretlerinin ardından Adalet Bakanı'da 07 Mayıs 2017'de ABD'ye giderek bu ön heyete dahil oldu.

Görüşülecek madde başlıklarından devam edersek;

PYD'yi müttefik olarak gören, Astana'da alınan kararları sıcak karşılamayan, Türkiye'yi dışlayan Irak ve Suriye'de Türkiye ile menfaatleri çelişen bir ABD, Türkiye'nin Rakka operasyonuna katılmasına ve Suriye'deki diğer faaliyetlerine ne derece sıcak bakar? 

F. Gülen'in iadesi  konusunda şimdiye kadar ağırdan alan ABD, FETÖ ile mücadelede siyasi ayağına dokunmayan, etkili bir mücadele yapmayan ve de üstelik siyasi rant aracı olarak kullanan Türkiye'ye ne derece yardımcı olur?

Zarrab  davasını koz olarak kullanmayı planlayan ABD, Türkiye'den beklenmedik taleplerde bulunabilir mi?

Rusya'dan S-400 Hava Savunma Füzesi almayı planlayan Türkiye'ye karşı ne gibi öneriler sunabilir?

Cumhurbaşkanı Erdoğan gündem dışı, Finans kuruluşları ve ABD'nin önde gelen Düşünce Kuruluşlarıyla toplantı yapacak mı?

ABD Görüşmelerinde;

yukarıdaki konular gündemde ancak; görüşmenin çok zor koşullarda geçeceği aşikar ve perde arkasında Türkiye'nin milli menfaatlerine ters düşecek ABD talepleri de olabilir.

Bu bağlamda gelişmeler;

Trump, Kalın, Akar ve Fidan'ın ABD iken ve Erdoğan ile görüşmeden ve Türkiye'nin karşı çıkmasına rağmen Rakka operasyonu öncesi YPG'ye silah yardımına onay vermesi ADB-Türkiye ilişkilerinde gerginliğe neden oldu. Adalet Bakanında F. Gülen konusundaki görüşmelerinin başarısız olmasında sonra; Türkiye'nin masaya koyacağı;

-Olası Rakka operasyonunda kullanılacak güçler,

-Fethullah Gülen’in iadesi

- Suriye

-Kuzey Irak’ta devam eden TSK operasyonları konuları ABD tarafından olumsuz bir şekilde yanıtlanmış oldu.

ABD'nin elinde koz olarak;

-Zarrab Dosyası,

-Türkiye'nin Rusya ile yakınlaşması, bu çerçevede mavi akım projesi ve S-400 Hava Savunma Füzesi alımı konusu,

-Türkiye'nin iç ve dış politik açmazlarını sayabiliriz.

Peki, Erdoğan Trump ile gelinen bu noktada ne görüşecek veya masada ne olacak? Gelişmelere bakarsak ABD'nin talepleri söz konusu;

-Açılımın yeniden başlatılması ve hapisteki HDP'l,lerin serbest bırakılması,

-Barzani'nin sonbaharda yapmayı planladığı bağımsızlık referandumuna ABD'nin destek vereceği ve Türkiye'ninde destek vermesinin talebi,

-Suriye'nin kuzeyinde ABD'nin PYD ile ortak yürüttüğü operasyonlarda Türkiye'nin zorluk çıkarmaması,

-Suriye'de Astana mutabakatı sonrasında ilan edilen güvenli bölgelerde Türkiye'nin uzak durması ve muhatabın Rusya olduğu.

Bu çerçevede Türkiye'nin alternatifleri yok mu? 

Elbette var. Öncelikle ABD görüşmelerinin ardından İç ve dış politikasında radikal kararlar alabilir ve almalı. Özetle söylemek gerekirse

-İçeride toplumun tamamını kapsayan birleştirici kararlar ve eylemler,

-Ortadoğu Politikasında menfaatleri çatışan ABD'ye alternatif Rusya-İran-Irak-Esad Yönetimi yakınlaşma, ortak kararlar ve faaliyetler.

NOT:Bu bir Stratejik Öngörüdür. Oluşması tarafların müzakeresi, ABD'nin tavrı, Türkiye'nin alacağı radikal kararlar ve gelişebilecek ve gerçekleşebilecek olaylarla bağlantılıdır.

ABD Stratejik Ortak mı?